EY İMAN EDENLER!
Ey iman edenler! Eğer Kitab verilen (hıristiyan ve yahudi)lerden herhangi bir gruba uyarsanız (onların İslâm’a aykırı hallerini ve yaşayış şekillerini, plan ve programlarını benimseyip kendinizi onlara benzeme ve beğendirme tavrına ve yarışına girerseniz, iyi bilin ki onlar), sizi (ve neslinizi) imanınızdan (ve mânevî değerlerinizden koparıp, birbirinize hasım yapar) sonra küfre/kâfirliğe döndürürler. (Ali İmran:100)
KUR'AN'IN ANLAMIYLA BULUŞUYORUZ
“ALLAH’IN HİDAYETİ (OLAN İSLÂM) DOĞRU YOLUN TA KENDİSİDİR.”
Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla
- Sen, onların milletlerine (dinlerine) uyuncaya kadar yahudi ve hıristiyanlar senden asla hoşnut olmayacaktır. (Resûlüm!) Onlara de ki: “Allah’ın hidayeti (olan İslâm) doğru yolun ta kendisidir.” Sana gelen bunca ilimden (Kur’an’dan) sonra eğer onların arzu ve heveslerine uyarsan, artık senin için Allah’tan yana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır. (Bakara Suresi:120)
- Ey (hakiki) iman sahipleri! Mü’minleri bırakıp da küfre sapanları/inkârcıları/İslâm karşıtlarını velî (sırdaş ve başlarınıza idareci) edinmeyin. (Bunu yaparak) Allah yanında aleyhinize olacak (onlardan olduğunuzu gösterecek) açık bir delil mi vermek istiyorsunuz?
- (Nisa Suresi: 144)
- Onlar Allah’ın (son olarak seçtiği İslâm) dîninden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerdekiler(in hepsi) ister istemez O’na teslim olmuşlardır ve ancak O’na döndürülüp götürüleceklerdir. (Ali İmran Suresi: 83)
O’NUN (sav) AHLAKI KUR’AN’DI
- Ebu Said el Hudri (ra) rivayet ediyor. Allah Resulü (sav) şöyle buyurdu:
“Karış karış, zira zira sizden öncekilerin yoluna gireceksiniz. Hatta onlar bir keler deliğine girseler, siz de arkalarından girersiniz.” Biz: “ Ey Allah’ın Resulü, Yahudilerin ve Hıristiyanların yollarına mı?” diye sorduk. Resulullah (sav): “Başka kim olacak” diye cevap verdi. (Buhari ve Müslim)
- Abdullah b. Ömer (r.a.) şöyle rivayet ediyor. Allah Resulü (sav) şöyle buyurdu:
"Kim kendini bir kavme benzetirse, o da onlardandır." ( Ahmed b. Hanbel ve Ebu Davut)
- Hz.Aişe (rah) rivayet ediyor. Allah Resulü (sav) şöyle buyurdu:
“Kim bizim bu dinimizde ondan olmayan bir şey ortaya çıkarırsa, o şey kabul edilmez.”
Müslim’in bir rivayeti şöyledir: “Kim bizim dinimizde olmayan bir şey yaparsa o merduttur, makbul değildir.” (Buhârî, Müslim)
KÜLTÜRÜMÜZÜ, MANEVİYATIMIZI VE YÜCE DİNİMİZİ KORUMAK
Ülkemiz halkının yüzde doksan dokuzu Müslüman’dır, ama kaç tanesi tam şuurlu. Kaç tanesi dinini iyi biliyor, ibadet ve taatlerini güzel icra ediyor? Kaç tanesi yüce Allah’ın (cc) ve sevgili peygamberimiz (sas) sevgisini ve rızasını hak etmiş hakiki mü’min; sevaplı, cennetlik, saf Müslüman?
Maalesef onların pek çoğu İslam’ı doğru düzgün bilmiyor, dini görevlerini yerine getirmiyor, yarın Rabbi’nin huzuruna ne yüzle çıkacağını, nasıl hesap vereceğini sanki hiç düşünmüyor, haramları pervasızca yiyor, günahları şuursuzca irtikab ediyor. Allah (cc) hidayet eylesin akıl, fikir, izan, irfan versin; kahrıyla, gazabıyla değil; lütfuyla, keremiyle ıslah etsin!
Yine maalesef, sosyal durum ve resmi kurumların çoğu da bu cahilliği ve gafilliği destekler ve besler mahiyette. Bir profesör dostum geçen gün dert yandı:
-Ben ve eşim evde hiç yılbaşından ve Noel babadan bahis açmadık ama geçen gün bizim küçük bana ne dese beğenirsiniz!
-"Baba! Noel baba yılbaşında bana ne hediye getirecek?!!"
Bunu nereden duydu? Ya okuldan, ya da televizyondan. Televizyondaki Hıristiyanlık reklam ve propagandasından zaten hepimiz şikayetçiyiz.
Şuurlu din bilginlerimiz, değerli Müslüman yazarlarımız, gazetelerde, dergilerde, kürsülerde ne kadar ikaz ediyorlar; halka yılbaşını kutlamamalarını yabancı örf ve adetlere uymamalarını, haramları, günahları irtikab etmemelerini günlerce dile getiriyorlar ama kaç kişi anlayıp, dinleyecek? Büyük çoğunluk, bir yandan resmi kuruluşların, diğer yandan müstehcen basının desteğiyle hazırlanan ortama körü körüne uyacak; geceyi içki, dans, eğlence, kumar, iyş-ü nüş, zevk-ü sefa ile haramlarla günahkar bir şekilde geçirecek. Ertesi gün öğlenlere, ikindilere kadar yatacak.
Bir keresinde 1 Ocak sabahı Çanakkale’den İstanbul’a gelen bir kardeş 400 km’lik tüm yol boyunda sadece 17 vasıtayla karşılaştığını, yolların tüyler ürpertecek kadar ıssız ve tenha olduğunu esefle anlattı.
Bu ve benzeri müşahedeler gösteriyor ki halkımız son yıllarda büyük bir dejenerasyonla karşı karşıya. Kendisinin güzel dinine, pak örfine, yüce tarihine ve asil kültürüne ait öz değerlerini yitiriyor. Yabancı batıl din ve abuk sabuk, eksik gedik kültürlerin süfli yanlarını şuursuzca taklit ediyor.
Sebep olanlardan, Aziz ve Züntikam olan yüce Allah (cc) mutlaka hesabını sorar, soracak. Ama acaba işin vahametini gören ve fakat gerekli tedbirleri almakta kusur eden sizler ve bizler vebalden kurtulabilecek miyiz?
Bunun için hepimizin gayrete gelmesi ve harekete geçmesi gerekiyor. Herkes kendi durum, mevki ve imkanlarına göre elinden gelen her tedbiri almakta en son gayretini göstermek zorundadır. Ancak o takdirde maruz sayılır ve sorumluluktan kurtulabiliriz.
Kültürümüzü, maneviyatımızı ve yüce dinimizi korumak, halkımızı yabancı kültür ve düşman ideolojilerin tasallutundan kurtarmak için 2014 yılı hamle ve başarı yılı olsun.
Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan
Bu köşenin içeriği KUR’AN’IN ANLAMIYLA BULUŞMAK PLATFORMU tarafından hazırlanmıştır. Ayet mealleri Hasan Tahsin Feyizli'nin Hazırladığı Feyzü'l Furkan Açıklamalı Kur'an-ı Kerim Meali’nden alınmıştır. Ayet meallerinin tamamına www.kuranimiz.net, ses dosyalarına www.akradyo.net adreslerinden ulaşabilirsiniz. Görüş ve önerileriniz için: Bu e-posta adresini spambotlara karşı korumak için JavaScript desteğini açmalısınız