EY İMAN EDENLER!
Allah yolunda sarfetmeyenler varya...
Ey iman edenler! Muhakkak ki (yahudi) hahamlarından ve (hıristiyan) rahiplerinden birçoğu, insanların mallarını haksızlıkla yerler ve (onları) Allah yolundan uzaklaştırırlar. (Bir de) altın ve gümüşü biriktirip, Allah yolunda sarf etmeyenler var ya, işte onları acıklı bir azap ile müjdele! (Tevbe Suresi 34)
KUR'AN'IN ANLAMIYLA BULUŞUYORUZ
MALLARINIZI ALLAH YOLUNDA HARCAYIN
Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla
- “O (takva sahibi) kimseler ki, gayba (Allah’a, meleklere, ahirete, vahye, Allah’ın takdirine) inanırlar, namazı dosdoğru/gereğine uygun kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de (gereken yerlere Allah için) verirler.” (Bakara; 3)
- “… Allah yolunda sarf ettiğiniz her şey(in karşılığı) size eksiksiz ödenir, asla haksızlığa uğratılmazsınız.” (Enfal; 60)
- “Birinize ölüm (belirtileri) gelip de: “Ey Rabbim! (Ne olur) beni yakın bir vakte kadar (öldürmeyip) ertelesen de sadaka versem ve iyilerden olsam!” demeden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden (Allah için) harcayın.” (Münafikun; 10)
- Allah yolunda (mallarınızı) harcayın, kendi ellerinizle (kendinizi) tehlikeye atmayın; iyilik edin. Şüphesiz ki Allah, iyilik edenleri sever. (Bakara; 195)
O’NUN (sav) AHLAKI KUR’AN’DI
¨ Ebu Hureyre (ra)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
“Kulların sabaha çıktığı her gün, iki melek iner. Birisi; “Allah’ım! İnfak edip veren kimseye yenisini gönder!” der. Diğeri ise; “Allah’ım! İnfak etmeyip elinde tutanın malını telef et!” der.” (Buhari ve Müslim)
¨ Ebu Mes’ud el-Ensari (ra)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
“Bir Müslüman karşılığını Allahtan umarak ailesi için bir harcama yaparsa, bu onun için bir sadaka olur.” (Buhari ve Müslim)
¨ Esma bnt.Ebubekir (ra)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
“İnfak et! Malını sayıp durma! Allah da sana olan nimetlerini sayılı verir. Malının fazlasını saklama! Allah da sana nimetlerini tutar, vermez. (Müslim)
İNFAK
Allahu Teala’nın rızasını kazanmak niyetiyle, karşılıksız olarak fakir ve muhtaçlara yardım etmek, iyilik ve ihsanda bulunmak demektir Farz, vacip ve mendub kısımları vardır. Zaruret derecesinde ihtiyaç içerisinde bulunan kimseye yardım etmek ve dinen zengin sayılanların zekat vermesi farz, sadaka-i fıtır vacip, diğerleri ise menduptur. İnfak; Allah’ın (cc) bize verdiğinin bir kısmını onun rızası için harcamaktır. Aslında mülk O’nundur. Bizler bekçi. O’nun mülkünden O’nun rızası için vermek infaktır.
Hz. Peygamber (sas), sahibi bulunduğu maldan en fazla infak eden insandı. O’ndan herhangi bir şey istenirse az veya çok mutlaka bir şey verirdi. Verdiğinden dolayı duyduğu sevinç ve neşe, alan kişinin sevincinden daha fazlaydı. Hz. Muhammed (sas), zekatın dört sınıf maldan verileceğini belirtmiştir. Bunlar halk arasında en çok dolaşan ve insanların zorunlu ihtiyaçları olan mallardır:
1) Zirai mahsuller ve meyveler, 2) Hayvanlar (deve, sığır, davar), 3) Altın ve gümüş, 4) Her türlü ticaret malı.
Ey iman edenler! İçinde hiçbir alışverişin, dostluğun ve iltimasın bulunmadığı bir gün (kıyamet/hesap günü) gelmeden evvel, size verdiğimiz rızıktan (Allah’ın rızasını kazanmak için) harcayın. Kafirler, zalimlerin ta kendileridir. (Bakara Suresi; 254)
Peygamberimiz (sas)’in hayatında yardımlaşmanın çok büyük yeri vardır. Peygamberimiz (sas), yapılan yardımların en güzelinin gizli yardımlar olduğunu bize bildirmektedir. Hz. Muhammed (sas) şöyle buyurmuştur:
“Ben Allah’tan korkarım diyen adam, sol elinin verdiğini sağ eli duymayacak derecede gizli sadaka veren ve tenha yerde Allah’ı zikrederek gözleri boşalan kimsedir.” (Müslim)
Şeytan insanları infak etmekten alıkoymak için gelecek endişesi ile korkutur. Bunun sonucu olarak insanları cimriliğe sürükler. Peygamberimiz (sas) ise bunun mümin için büyük bir tehlike olduğunu bildirmiştir:
“Cimrilik etme ki Allah da sana olan nimetlerinden esirgemesin. Malının fazlasını saklama ki Allah da fazla olan keremini senden menetmesin.” (Müslim)
“Her kim borçlu olan bir fakire mühlet verir yahut alacağını bağışlarsa, Allah o kimseyi arşın gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde arşın gölgesi ile gölgelendirir.” (Müslim)
“Zekat vermeyen altın ve gümüş sahiplerinin kıyamet günü bu malları ateşten bir zincir olur. O bunlarla ateşe atılır. Bu ateşten zincir onun yüzünü arkasını ve yanlarını dağlar. Bu ateşten zincir soğuduğunda tekrar ateş haline döner. Bizim dünya senemizle elli bin sene olan kıyamet gününde insanlar arasında hesap görülünceye kadar bu hal tekrar olunur.” (Buhari)
(Kur’an’ın Anlamıyla Buluşmak Platformu)
Bu köşenin içeriği KUR’AN’IN ANLAMIYLA BULUŞMAK PLATFORMU tarafından hazırlanmıştır. Ayet mealleri Hasan Tahsin Feyizli'nin Hazırladığı Feyzü'l Furkan Açıklamalı Kur'an-ı Kerim Meali’nden alınmıştır. Ayet meallerinin tamamına www.kuranimiz.net, ses dosyalarına www.akradyo.net adreslerinden ulaşabilirsiniz. Görüş ve önerileriniz için: Bu e-posta adresini spambotlara karşı korumak için JavaScript desteğini açmalısınız