Pazar, Kasım 24, 2024
   
Yazı
Hata
  • JUser::_load: Unable to load user with id: 63

Perşembe, 02 Ocak 2014 23:04

İzciler "Önce Namaz!" dedi

 alt  

Adana'da faaliyet gösteren Keşşaf Gençlik Spor ve İzcilik Kulübü, lider, izci ve velileri Sabancı Merkez Camii'nde Cuma Namazı'nda buluştu.

 

7, 8, 9 Şubat günlerinde Sarıçam Kürkçüler'de yapılacak kamp öncesi "Önce Namaz" diyen izciler, Cuma Namazı'nda buluştu.

 

Kulüp başkanı Aydın Erdem: "İzcilikte birinci görev Tanrıya karşıdır. Biz de inanan insanlar olarak Rabbimize karşı görevlerimizi diğer işlerimizden önde tutuyoruz. Dinimizin direği, Allah'ın kulları, kulların da Allah'ı sevmelerine vesile olan  namaz ibadetinin önemini vurgulamak ve izcilerin  manevi tarafı güçlü bireyler olması gerektiği mesajını vermek istedik" dedi.

 

                    

 

                                              alt

 

Müezzin mahfilinde Cuma Namazı kılan izciler, namaz sonrasında Seyhan Müftüsü Halil Uzun ve cami imamı ile hatıra fotoğrafı çektirdi. Cami çıkışında ise Uzun izcilere hediye vererek onları sevindirdi. İzciler daha sonra kamp alanına hareket etti.      

   


Çarşamba, 01 Ocak 2014 12:49

MEVLİD KANDİLİ VE AİLE

alt

Mevlid kandili gecesi kat kat mübarek bir gecedir: Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamber Efendimizin aziz ve şerif doğum yıl dönümüdür… (O’na sonsuz salat ve selam olsun)

Bu önemli tarihi dikkatle not edip hatırda tutun, kutlanması ve ihyası için gereken her türlü hazırlığı şimdiden itina ile planlamaya başlayınız.

Allah’ın kahraman arslanı Hz. Ali’den (radiyallâhu anh ve kerremallâhu vecheh) rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz (sas.) buyurmuşlar ki “Çocuklarınızı şu üç esas üzere terbiye edip yetiştiriniz:

1. Ben Peygamberinize muhabbet beslemek,
2. Benim Ehl-i Beyt’ime muhabbet beslemek,
3. Kur’ân-ı Kerîm okumak;

Çünkü hamele-i Kur’ân yani Kur’an’a sahip olanlar, onu ezbere bilenler, ahkâmına aşina olanlar, başka hiçbir sığınak ve gölgenin olmadığı (ve güneşin halkın başına bir mil kadar yaklaştırılacağı) mahşer gününde, enbiyâ ve asfiya ile (yani peygamberler ve safî, velî, makbul kullar ile) beraber arş-ı âlânın gölgesinde izzet ve ikramda olacaklar.”[1]

Demek ki bütün ailemiz fertlerine ve özellikle de çocuklarımıza, Peygamber Efendimiz’in eşsiz değerini ve büyüklüğünü anlatıp, onların gönüllerinde peygamber aşkının şulelerini tutuşturmak, biz anne ve babalar için çok önemli ve ilahî bir görev oluyor.

alt

Mevlid kandili ise bu iş için paha biçilmez bir imkân ve fırsattır. O hâlde evimizi o gece için bayram günü gibi temizleyip bezemeli; en güzel ve pak elbiselerimizi giyinmeli, en cici takkeleri, işlemeli namaz başörtülerini, alımlı ve sevimli tesbihleri, süslü seccadeleri bu vesile ile kız ve erkek çocuklarımıza hediye etmeli; sokağımızı süpürüp düzenlemeli, fakirlere sadakalar vermeli, komşulara ikramlarda bulunmalı, tebrikleşmeli; o gece yatsı namazına çoluk çocuk sevinçle camilere gitmeli; oralardaki programları vaazları can kulağı ile dinlemeli; Kur’an’lar ilahiler okumalı, tesbihler çekmeli, zikirler, ibadetler etmeli, çokça salât ü selâmlar ile geceyi îmar ve ihya eylemeliyiz.

Bütün bunların üstüne bastıra bastıra, önem vererek, zevk ve şevkle, seve sevine yayalım, ta ki bu gece, çocuklardan büyüklere, aileden çevreye kadar herkeste unutulmaz tatlı hatıralar, derin köklü imajlar olarak kalsın; yaşanan o kutlu ve mutlu anlar, o nurlu ve sevinçli duygular, gönülde, dimağda yerleşsin; Peygamber Efendimiz’e daha bir şevkle bağlanılsın; sünnet-i seniyyesi iyice tanınsın, yaşasın, başlara taç, yaşamımıza minhâc olsun.

Sevgili aile reisleri! O günü asla sönük geçirmeyin, akşama eve kucaklarınız dolu dolu gelin, evinizi, sofranızı, çiçekler, meyveler ve tatlılarla, kandil simitleriyle şenlendiriniz. Çünkü bilirsiniz ki bilhassa çocuklar için sevginin yolu boğazlardan ve mideden geçmektedir. Bilin ki onları sevindirmenin sevabı çok yüksektir. Nitekim Sahîh-i Müslim’de rivayet edilen şu hadîs-i şerîf, aile için yapılan masrafların üstün değerini belirtmek bakımından ne kadar önemli ve anlamlı bir belgedir.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki “Allah yolunda (cihada) harcadığın bir dinar (yani altın) para; köle azat olması için verdiğin bir dinar, yoksula sadaka olarak verdiğin bir dinar ve nihayet, Allah için sarf ettiğin bir dinar… Bunların sevap bakımından en büyük ve en yükseği ailene sarf ettiğin dinardır.” [2]

Ben de buradan hepinizin ve tüm diğer dostların Mevlid kandilini bütün kalbimle kutlar; dualarımı sunar; kısacası Peygamber Efendimiz’in has ümmetleri arasına katılmanızı, gün gibi gül yüzünü rüyalarda doya doya görmenizi, has bahçesine daha dünyada girmenizi, âhirette de cennet-i âlâda onunla ailece komşu olmanızı Cenâb-ı Hak’tan niyaz eylerim.

 

Merhum Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan
Kadın ve Aile Dergisi Başmakaleleri, s. 60

 


Dipnotlar:
[1] 21/Enbiyâ, 107.
[2] Ebû Hüreyre’den nakledilen hadis için bk. Ahmed b. Hanbel, II, 473, hadis no: 10123; Müslim, Zekât 39; Nesâ’î, es-Sünenü’l-kübrâ, V, 376, hadis no: 9183; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 467.

 

 

 

altKritik ve Analitik Düşünme Kitap Okuma Programı kapsamında İhsan Çevre ve Gelişim Derneği olarak Ocak ayında Eleştirel Düşünme Öğretimi Etkinlikleri adlı kitabı okumanızı tavsiye ediyoruz.

Eleştirel Düşünme Öğretimi Etkinlikleri
(Planlama - Uygulama ve Değerlendirme)
 
Ahmet Kurnaz
Eğitim Kitabevi - Ders Kitapları
 

Kitabın önsözüne ait bilgiler:Bilgi çağı olarak adlandırılan günümüzde toplumsal kalkınmanın bireysel gelişmeye bağlı olduğu açık ve net bir şekilde anlaşılmış, bu nedenle bireyin eğitimine verilen önem en üst seviyelere ulaşmıştır. Son on yılda üretilen bilginin insanlık tarihinden son on yıla kadar üretilen bilgiye denk olduğu, bilgi yarılanma ömrünün çok kısaldığı ve hatta günümüzde neredeyse bazı konularda küçüklerin büyüklerden daha fazla bilgili olduğu hatırlanırsa, eğitimin amaçları da belirlenmiş olur. Günümüz devletlerinin temel hedefi haline gelen demokratik, bilgi teknoloji ile donatılmış ve üretken bir toplum yapısına ulaşmanın yegâne aracı bireylerini özlenen şekle getirebilecek eğitim uygulamalarını gerçekleştirmektir. Demokratik bir toplum için soran, sorgulayan, araştıran, dinleyen, tartışan, saygı duyan, iletişim ve etkileşime, değişmeye ve gelişmeye açık, güdülmeyen, yönlendirilmeyen, kandırılmayan; üretken bir toplum için bilgiyi kullanan, bilgiyle dans eden, bilgiden bilgi üretebilen, yeni bilgiler keşfedebilen bireylere ihtiyaç vardır. Tüm bu uygulamaları gerçekleştirmek için de düşünme becerileri gelişmiş bireylere ihtiyaç vardır.

                                                                      alt

 

                                                                                               alt

 

                                                  alt

 

                     EY İMAN EDENLER!


Ey iman edenler! Eğer Kitab verilen (hıristiyan ve yahudi)lerden herhangi bir gruba uyarsanız (onların İslâm’a aykırı hallerini ve yaşayış şekillerini, plan ve programlarını benimseyip kendinizi onlara benzeme ve beğendirme tavrına ve yarışına girerseniz, iyi bilin ki onlar), sizi (ve neslinizi) imanınızdan (ve mânevî değerlerinizden koparıp, birbirinize hasım yapar) sonra küfre/kâfirliğe döndürürler. (Ali İmran:100)

  
                                     KUR'AN'IN ANLAMIYLA BULUŞUYORUZ

                              “ALLAH’IN HİDAYETİ (OLAN İSLÂM) DOĞRU YOLUN TA KENDİSİDİR.”

                                                                         Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla

  • Sen, onların milletlerine (dinlerine) uyuncaya kadar yahudi ve hıristiyanlar senden asla hoşnut olmayacaktır. (Resûlüm!) Onlara de ki: “Allah’ın hidayeti (olan İslâm) doğru yolun ta kendisidir.” Sana gelen bunca ilimden (Kur’an’dan) sonra eğer onların arzu ve heveslerine uyarsan, artık senin için Allah’tan yana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır. (Bakara Suresi:120)
  •  Ey (hakiki) iman sahipleri! Mü’minleri bırakıp da küfre sapanları/inkârcıları/İslâm karşıtlarını velî (sırdaş ve başlarınıza idareci) edinmeyin. (Bunu yaparak) Allah yanında aleyhinize olacak (onlardan olduğunuzu gösterecek) açık bir delil mi vermek istiyorsunuz?
  •                                                                                                                                                                       (Nisa Suresi: 144)
  • Onlar Allah’ın (son olarak seçtiği İslâm) dîninden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerdekiler(in hepsi) ister istemez O’na teslim olmuşlardır ve ancak O’na döndürülüp götürüleceklerdir. (Ali İmran Suresi: 83)

 

 

                        alt                                  alt

 

 

                                          

                                                     alt

 

                   alt

  

 

                       O’NUN (sav) AHLAKI KUR’AN’DI

 

 

 

  •    Ebu Said el Hudri (ra)       rivayet ediyor. Allah Resulü (sav) şöyle buyurdu:

         “Karış karış, zira zira sizden öncekilerin yoluna gireceksiniz. Hatta onlar bir keler deliğine girseler, siz de arkalarından girersiniz.” Biz: “ Ey Allah’ın Resulü, Yahudilerin ve Hıristiyanların yollarına mı?” diye sorduk. Resulullah (sav): “Başka kim olacak” diye cevap verdi. (Buhari ve Müslim)

 

  • Abdullah b. Ömer (r.a.) şöyle rivayet ediyor. Allah Resulü (sav) şöyle buyurdu:

"Kim kendini bir kavme benzetirse, o da onlardandır." ( Ahmed b. Hanbel ve Ebu Davut)

 

  • Hz.Aişe (rah) rivayet ediyor. Allah Resulü (sav) şöyle buyurdu:

“Kim bizim bu dinimizde ondan olmayan bir şey ortaya çıkarırsa, o şey kabul edilmez.”

Müslim’in bir rivayeti şöyledir: “Kim bizim dinimizde olmayan bir şey yaparsa o merduttur, makbul değildir.” (Buhârî, Müslim)

 

 

                   alt

 

                                                

                                                  alt

 

                                                    alt

                            alt

 

                             alt

 

 

KÜLTÜRÜMÜZÜ, MANEVİYATIMIZI VE YÜCE DİNİMİZİ KORUMAK

Ülkemiz halkının yüzde doksan dokuzu Müslüman’dır, ama kaç tanesi tam şuurlu. Kaç tanesi dinini iyi biliyor, ibadet ve taatlerini güzel icra ediyor? Kaç tanesi yüce Allah’ın (cc) ve sevgili peygamberimiz (sas) sevgisini ve rızasını hak etmiş hakiki mü’min; sevaplı, cennetlik, saf Müslüman?

Maalesef onların pek çoğu İslam’ı doğru düzgün bilmiyor, dini görevlerini yerine getirmiyor, yarın Rabbi’nin huzuruna ne yüzle çıkacağını, nasıl hesap vereceğini sanki hiç düşünmüyor, haramları pervasızca yiyor, günahları şuursuzca irtikab ediyor. Allah (cc) hidayet eylesin akıl, fikir, izan, irfan versin; kahrıyla, gazabıyla değil; lütfuyla, keremiyle ıslah etsin!

Yine maalesef, sosyal durum ve resmi kurumların çoğu da bu cahilliği ve gafilliği destekler ve besler mahiyette. Bir profesör dostum geçen gün dert yandı:

-Ben ve eşim evde hiç yılbaşından ve Noel babadan bahis açmadık ama geçen gün bizim küçük bana ne dese beğenirsiniz!

-"Baba! Noel baba yılbaşında bana ne hediye getirecek?!!"

Bunu nereden duydu? Ya okuldan, ya da televizyondan. Televizyondaki Hıristiyanlık reklam ve propagandasından zaten hepimiz şikayetçiyiz.

Şuurlu din bilginlerimiz, değerli Müslüman yazarlarımız, gazetelerde, dergilerde, kürsülerde ne kadar ikaz ediyorlar; halka yılbaşını kutlamamalarını yabancı örf ve adetlere uymamalarını, haramları, günahları irtikab etmemelerini günlerce dile getiriyorlar ama kaç kişi anlayıp, dinleyecek? Büyük çoğunluk, bir yandan resmi kuruluşların, diğer yandan müstehcen basının desteğiyle hazırlanan ortama körü körüne uyacak; geceyi içki, dans, eğlence, kumar, iyş-ü nüş, zevk-ü sefa ile haramlarla günahkar bir şekilde geçirecek. Ertesi gün öğlenlere, ikindilere kadar yatacak.

Bir keresinde 1 Ocak sabahı Çanakkale’den İstanbul’a gelen bir kardeş 400 km’lik tüm yol boyunda sadece 17 vasıtayla karşılaştığını, yolların tüyler ürpertecek kadar ıssız ve tenha olduğunu esefle anlattı.

Bu ve benzeri müşahedeler gösteriyor ki halkımız son yıllarda büyük bir dejenerasyonla karşı karşıya. Kendisinin güzel dinine, pak örfine, yüce tarihine ve asil kültürüne ait öz değerlerini yitiriyor. Yabancı batıl din ve abuk sabuk, eksik gedik kültürlerin süfli yanlarını şuursuzca taklit ediyor.

Sebep olanlardan, Aziz ve Züntikam olan yüce Allah (cc) mutlaka hesabını sorar, soracak. Ama acaba işin vahametini gören ve fakat gerekli tedbirleri almakta kusur eden sizler ve bizler vebalden kurtulabilecek miyiz?

Bunun için hepimizin gayrete gelmesi ve harekete geçmesi gerekiyor. Herkes kendi durum, mevki ve imkanlarına göre elinden gelen her tedbiri almakta en son gayretini göstermek zorundadır. Ancak o takdirde maruz sayılır ve sorumluluktan kurtulabiliriz.

Kültürümüzü, maneviyatımızı ve yüce dinimizi korumak, halkımızı yabancı kültür ve düşman ideolojilerin tasallutundan kurtarmak için 2014 yılı hamle ve başarı yılı olsun.

                                                                                      Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan

 

                                        alt

 

 

                                       alt

 

              alt

 

 alt

 

Bu köşenin içeriği KUR’AN’IN ANLAMIYLA BULUŞMAK PLATFORMU tarafından hazırlanmıştır. Ayet mealleri Hasan Tahsin Feyizli'nin Hazırladığı Feyzü'l Furkan Açıklamalı Kur'an-ı Kerim Meali’nden alınmıştır.   Ayet meallerinin tamamına www.kuranimiz.net, ses dosyalarına www.akradyo.net adreslerinden ulaşabilirsiniz. Görüş ve önerileriniz için: Bu e-posta adresini spambotlara karşı korumak için JavaScript desteğini açmalısınız

 

 

 

 

 

 

 

 

Perşembe, 26 Aralık 2013 19:24

Kaza - Kader, 17 Safer 1435 (20 ARALIK 2013)

                                                                      alt

                                                                                             alt

    

                                                              alt

 

 

                      EY İMAN EDENLER!

 

                                            Hepinizin dönüşü ancak Allah’adır.
Ey iman edenler! (İyiliği emredip kötülüğü önlemede) kendiniz için üzerinize düşene bakın. Siz (bu görevi de îfâ ederek Allah’ın gösterdiği) doğru yolda olduğunuz zaman, artık sapanlar(ın günahı) size zarar vermez. Hepinizin dönüşü ancak Allah’adır. O size yaptıklarınızı haber verecektir. (Maide Suresi: 105)

 


                                         KUR'AN'IN ANLAMIYLA BULUŞUYORUZ

                                                         GAYBIN ANAHTARLARI DA O’NUN KATINDADIR

                                                                             Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla

  • Gaybın anahtarları da O’nun katındadır, onları O’ndan başkası bilmez. Karada ve denizde olan (her) şeyi O bilir. Bir yaprak düşmez ki (Allah) onu bilmesin. Ne yerin karanlıkları içindeki bir tane, ne yaş, ne kuru hiçbir şey yoktur ki apaçık bir Kitab’da (Levh-i mahfûz veya ilm-i İlâhî’de) olmasın. (Enam-59)
  • Yeryüzünde kımıldayan hiçbir canlı yoktur ki rızkı Allah’a ait olmasın. (Allah) onların eğleştiği yeri de, emanet edileceği (geçici olarak kalacağı veya toprağa verileceği) yeri de bilir. Hepsi apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfûz’da)dır. (Hud-6)
  • Gerek yerde, gerek kendi canlarınızda meydana gelen (kıtlık, afet ve hastalık gibi) herhangi bir musibet, biz onu yaratmadan önce mutlaka bir Kitab’da (Levh-i Mahfûz’da) yazılmıştır. Şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır. (Her şeyin önceden yazılmış olması) elinizden çıkıp gidene üzülmemeniz (Allah’ın takdiri diye boyun eğmeniz) ve O’nun size verdiğiyle de sevinip şımarmamanız içindir. Allah, kendini beğenip övünen hiç kimseyi sevmez. (Hadid-22- 23)

 

alt                          alt

 

                         

                                             alt

 

                                          alt

 

 

                                   O’NUN (sav) AHLAKI KUR’AN’DI

 

  • Abdullah ibn Abbas(Allah Onlardan razı olsun)’den bildirildiğine göre: Bir gün Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)’in bindiği hayvanın arkasına binmiştim. Bana şöyle söyledi: “Ey genç sana bazı kaideler öğreteceğim: Allah’ın emir ve yasaklarını gözet ki, Allah’da seni gözetsin. Daima Allah’ın rızasını her işinde önde tut ki, Allah’ın yardımını her an yanında bulasın. Birşey isteyeceksen Allah’tan iste, yardım dileyeceksen Allah’tan dile, bil ki bütün insanlar toplanıp sana fayda temin etmeye çalışsalar, ancak senin için Allah’ın yazdığı faydayı sana ulaştırabilirler. Yine bütün insanlar sana zarar vermeye kalksalar, ancak Allah’ın senin hakkında takdir ettiği zararı verebilirler. Kalemler kaldırılmış ve kader defterinin sayfasındaki mürekkepler kurumuştur.” (Tirmîzî, Kıyâme 59)
  • Tirmîzî dışındaki bir rivayette ise şöyle buyurulmuştur: “Allah’ın emir ve yasaklarını gözet ki; O’nun yardım ve desteğini daima karşında bulasın. Bolluk zamanların da Allah’ın emirlerine bağlı kalmakla O’nu tanı ki; O da darlığa düşünce seni kurtarmak suretiyle seni tanısın. Bil ki senin hakkında yazılmamış olan bir şey senin başına gelmez. Sana takdir edilen de seni atlayıp başkasına gitmez. Bil ki; yardım ve zafer sabırla beraberdir. tasa ve sıkıntının peşinde ferahlık, güçlüğün ardında da kolaylık vardır.” (Müsned, I, 307)

    

 

                          alt

 

                       

                                                  alt

 

                                               alt

                         alt

 

                   alt

 

250 BİN KİŞİ KURAN-I KERİMİ ANLAMAK İÇİN YARIŞACAK

Yapılan anket çalışması sonucunda toplumun yüzde 95'inin Kuran-ı Kerimi anlayarak mealiyle okumadığını tespit eden Zinde Gençlik Kulübü, 250 bin kişinin katılacağı meal yarışması düzenliyor. Geçen yıl ilki düzenlenen ve 150 bin kişinin katıldığı yarışmalarda bu sene ilk defa online olarak yurt dışından ve ceza evlerinden de yarışmacı kabul edilecek. Milli Eğitim Bakanlığı'nın onayı ve Diyanet İşleri Başkanlığının da desteğiyle 81 ilde ve 300 ilçede yapılması planlanan yarışmada Kuran ayetlerinin anlamı üzerinde yoğunlaşılacak. 31 Ocak'ta kayıtların son bulacağı yarışmada İlköğretimden din alimlerine kadar 5 ana kategori yer alacak. 9 Mart 2014 tarihinde düzenlenecek sınavın sonuçları dev bir organizasyonla duyurulacak.

Zinde Gençlik Spor ve İzcilik Kulübü ve Kuranın Anlamıyla Buluşmak (KAB) Platformu'nun ortaklaşa düzenlediği Kuran-ı Kerim Meali Yarışması 9 Mart 2014 tarihinde Türkiye çapında ve internet üzerinden tüm dünyada aynı anda düzenlenecek. Yarışmaya başvuruların www.ufkayolculuk.com adresinden yapılacağını anlatan Yarışma Sözcüsü Ahmet Bayrak, "Bu alanda yapılmış en geniş kapsamlı organizasyonu düzenliyoruz. Geçtiğimiz yıl ilmihal ve meal olmak üzere toplamda 150 binden fazla kişinin katılımıyla yarışmanın ilkini düzenledik. Bu sene ise sadece meal alanında 250 bin yarışmacıya ulaşmak istiyoruz. İnternet üzerinden 1 Ekimde kayıtlara başladığımız yarışmaya ilgi çok büyük ve kayıtlar şimdiden on binleri geçmiş durumda. Engelliler için özel kabartmalı harflerden oluşan kitapçıklar bastırdık. Yurt dışından katılım için de internet ortamında sınavlar düzenleyeceğiz. Adalet Bakanlığı ve Diyanet İşleri Bakanlığına cezaevlerinde de yarışma yapmak için izin istedik. Dereceye girenlere, il ödülleri dışında merkezi olarak verilecek para ödülü, umre, tablet bilgisayar gibi hediyelerimizin maddi değeri 100 bin TL’yi geçiyor" diye konuştu.

 

                                                                   FATİHA'NIN ANLAMINI BİLMİYORUZ

Ufka Yolculuk Kültür Yarışmaları olarak düzenlenen organizasyonların bir anket araştırmasıyla ortaya çıktığına dikkat çeken Bayrak, "ANAR şirketine 12 ilde 2 bin 200 kişi üzerinde bir anket çalışması yaptırdık. Bu araştırmaya göre toplumun yüzde 94'ünün evinde Kuran-ı Kerim bulunmasına rağmen manasını anlayarak okuyan kişi yüzde 5'i geçmiyor. Namaz kılanlar Fatiha'yı okuyor ama maalesef 100 kişiden 5 tanesi anlamını biliyor. Biz bu yarışmayla aslında Kuran-ı Kerimin her yaştan insanın rahatlıkla okuyup anlayacağı ve mesajlarının gayet açık olduğunu göstermek istedik. Yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede Kuranı sadece din adamlarının değil herkesin anlayabileceğini göstermek istiyoruz. Sınavlarda her kategori için belirli surelerin mealinden okunmasını ve ne anladığını yazmasını isteyeceğiz. Asla ezber veya teknik sorular olmayacak" diye konuştu.

 

                                                 KURAN ÖLÜLERİN ARKASINDAN OKUNMASI İÇİN İNMEDİ

Kuran-ı Kerimde pek çok ayetin başında 'Ey İnsanlar, Ey İman Edenler' ifadesinin yer aldığına dikkat çeken Bayrak, "Allah (C.C) kutsal kitabımızı herkesin anlayabileceği bir şekilde gönderdi. Fakat maalesef kutsal kitabımızı okuyup yaratanın emirlerine göre yaşamak yerine ya ölülerin ardından ruhuna bağışlamak ya da kutsal gecelerde sevap kazanmak için okuyoruz. Kuran sadece alimlerin anlayacağı seçkin bir zümrenin anlayacağı bir kitap değildir. Toplumdaki Kuran anlayışını değiştirmek ve kutsal kitabımızı herkesin anlayabileceğini göstermek istiyoruz. Örneğin Gençlere yönelik kategoride Yusuf suresini koyduk. Hem kolay anlaması hem de Hz Yusuf'un yerine kendisini koyup ibret alması için. Çocukların kategorisinde ise Lokman suresini koyduk. Anne babaya hürmeti yaratılış gerçeğini, iyiliğin boşa gitmediğini anlasın diye. Büyüklerde ise gene kendisine uygun ayetler seçtik. Yarışmaya her yaş ve eğitim grubundan kişi katılabilir. Genellikle aileler anne baba çocuklar hep beraber katılıyor. ilköğretim, lise, üniversite, halk ve ilahiyatçılara dönük kategorilerimiz var" dedi.

Yarışma Takvimi

Başvurular: 1 Ekim- 31 Ocak 2014

Başvuru Adresi: www.ufkayolculuk.com

Sınav: 9 Mart 2014

Sonuç ve Ödül töreni: 05-12 Nisan 2014

                                                                                         Kur’an’ın Anlamıyla Buluşmak Platformu

 

                                                        alt

 

 

                                                                 alt

 

                                                              alt

 

                          alt

 

Bu köşenin içeriği KUR’AN’IN ANLAMIYLA BULUŞMAK PLATFORMU tarafından hazırlanmıştır. Ayet mealleri Hasan Tahsin Feyizli'nin Hazırladığı Feyzü'l Furkan Açıklamalı Kur'an-ı Kerim Meali’nden alınmıştır.   Ayet meallerinin tamamına www.kuranimiz.net, ses dosyalarına www.akradyo.net adreslerinden ulaşabilirsiniz. Görüş ve önerileriniz için: Bu e-posta adresini spambotlara karşı korumak için JavaScript desteğini açmalısınız

 

 

Sayfa 4 - 4