EY İMAN EDENLER!
Allah’a ve Peygamber’e hainlik etmeyin.
Ey iman edenler! Allah’a ve Peygamber’e hainlik etmeyin, (emirlerinin aksini yapmayın; yoksa) siz, bile bile kendi emanetlerinize hainlik etmiş olursunuz. (Enfal Suresi:27)
KUR'AN'IN ANLAMIYLA BULUŞUYORUZ
KUR’AN MÜSLÜMANLARA BİR MÜJDEDİR
Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla
Elif, Lâm, Râ. Bu (Kur’an, öyle) bir Kitab’dır ki onu sana; insanları Rablerinin izniyle (her türlü kişisel ve toplumsal) karanlıklardan aydınlığa; eşsiz galip ve övgüye layık olan (Allah’)ın yoluna çıkarman için indirdik. (İbrahim:1)
(Resûlüm!) Biz Kur’an’ı sana zahmet çekmen için değil, ancak (Allah’tan) korkanlara bir öğüt olsun diye indirdik. (dâvetinden) yüz çevirirlerse de ki: “(Bana emrolunanları) sizin hepinize ‘aynen/eşit’ bir şekilde bildirdim. Artık tehdit edildiğiniz şey yakın mı, yoksa uzak mı bilmem.” ( Ta Ha :2)
O gün (kıyamette) her ümmet içinden kendilerine bir (peygamberi) şâhit göndereceğiz. (Resûlüm!) Seni de onların (hepsinin) üzerine şâhit getireceğiz. Biz sana (bu) Kitab’ı, her şey için bir açıklama, bir doğru yol rehberi, bir rahmet ve müslümanlara bir müjde olarak indirdik. ( Nahl :89)
O’NUN (sav) AHLAKI KUR’AN’DI
- El-Hâris el-A'ver radiyallahu anh'dan:
"Mescide uğradım, insanların boş konuşmalara daldıklarını gördüm. Hz. Ali'ye gelip haber verdim. Şöyle dedi: “Hakikaten bunu yaptılar mı?”
“Evet” dedim.Şöyle dedi:
“ Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu duydum.”
“İlerde fitne olacaktır” “Peki ondan kurtuluş nasıl olur, ey Allah'm Resulü?” diye sordum. Şöyle buyurdu:
“Allah'ın Kitâb'ına sarılmakla. Çünkü sizden öncekilerin haber(ler)i ile sizden sonrakilerin haber(ler)i onun içindedir. Aranızda vereceğiniz hükümler de onun içindedir. O (Kur'ân) önemli bilgileri ihtiva eder, içinde lüzumsuz ve maksatsız hiç bir söz yoktur. Kim onu akılsızlığından dolayı terk ederse Allah onun belini kırar. Kim hidayeti ondan başkasında ararsa Allah onu saptırır. O, Allah'ın sapasağlam bir ipidir. O, hikmetli olan zikirdir. O, dosdoğru yoldur. O kendisiyle arzuların sapmadığı, dillerin yalan şeyler söylemediği, alimlerin doymadığı, çok okumakla eskimeyen, harikuladeliği tükenmeyen bir kitaptır. O cinlerin işitip de şöyle dedikleri bir kitaptır: 'Gerçekten biz, doğru yola ileten harikulade güzel bir Kur'ân dinledik de ona imân ettik.' (Cin, 1) Kim ondan bir haber getirirse, doğru söylemiş olur. Kim onunla amel ederse ecir alır. Kim onunla hükmederse adil olur. Kim insanları ona davet ederse, doğru yola iletmiş olur. Ey (Haris el-) A'ver (bu öğütleri) dinle, kulağına küpe olsun!" (Tirmizî)
- Ali radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Kim Kur'ân okuyup ezberler, helâlini helâl; haramını da haram sayarsa, Allah bu sebeple onu cennete koyar. Ayrıca haklarında cehennemlik hükmü sabit olan ev halkından tam on kişiye de onu şefaatçi kılar." (Tirmizî)
- Ömer İbni Hattâb radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre,
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Allah şu Kur’an’la bazı kavimleri yükseltir; bazılarını da alçaltır.” (Müslim, İbn-i Mâce)
EN ETKİLİ REÇETE KUR’AN’DIR
Kur’ân-ı Kerîm, hiç şüphesiz, hepimizin baş tacıdır; çünkü yüce Rabbimizin bize gönderdiği kitabıdır. Ne büyük şeref, ne tatlı bir iltifat ve mazhariyet! Bizim o padişahlar padişahının bu şahâne fermanını, defalarca öpüp başımıza koymamız, yüzümüze, gözümüze sürmemiz, ona en büyük saygıyı göstermemiz icap eder.
Onda eski ümmetlerin ibretleri, geleceklerin haberi vardır. Onun içinde bize yöneltilmiş emirler, yasaklar bulunuyor. Biz ancak onları en iyi tarzda öğrenip tamı tamına uyguladığımız zaman Hakk’ın rızasına erişebiliriz. Hiçbir kaçamak imkânı yoktur, tembelliğin hiçbir mazereti olamaz. Ruhumuzun, bedenimizin, maddî ve mânevî rahatsızlıklarımızın devası, çaresi Kur’an’dır. Fert, aile, cemiyet, ümmet ve nihayet bütün insanlık ona uyulduğu zaman huzura ve mutluluğa kavuşabilecektir; çağımızın buhranlarına reçete Kur’an’dır.
Bu kadar kıymetli, dünya ve âhiretimiz bakımından bu derece ehemmiyetli bir kitabı acaba bu mevki ile mütenasip öğretip öğreniyor muyuz? Maalesef hayır. Kur’an evlerimizde garip garip, boynu bükük durur; yeni nesillerin anlayacağı doyurucu tefsirler yoktur, kütüphanemizin raflarında tefsir kitapları toz tutmuştur. Birçok müslüman onu yüzünden bile okumasını beceremez; okuyanların çoğu tertil ve tecvide, tâzim ve tebcile riayet etmez veya iyi okursa da içindeki ahkâmı bilmez, çoğumuz ise İslâmî emirlere uymaz, Kur’ân-ı Kerîm’e zıt bir hayat tarzı sürdürürüz. Büyük alim Hasan-ı Basrî (rha.) diyor ki:
“Kur’ân-ı Kerîm, ahkâmına uyulsun, kendisiyle amel olunsun diye indirilmiştir. Halbuki şimdi halk onun sırf kıraat ve tilavetini amel edinmiş.”
Meşhur sahabî Abdullah b. Mes’ûd’dan da böyle bir ifade rivayet edilir. Demek ki söze takılıp kalmak, öze inmemek, ana gayeyi unutup detayla oyalanmak, lafa dalıp icraata, çalışmaya, emrin gereğini îfâya, eyleme geçmemek eski, yaygın, çirkin ve çok tehlikeli bir hastalık. Bu hastalıktan kendimizi kurtarmak zorundayız sevgili okuyucular! Meşhur mutasavvıf alim Ebû Abdurrahmân Muhammed b. Hüseyin es-Sülemî (v. 412/1021) bu mevzuda çok dinamik, çok değerli bir metot zikrediyor ve diyor ki:
“Bize ilim öğreten üstatlarımız rivayet ettiler ki onlar, on âyet-i kerîme (veya bir aşr-ı şerîf) öğrendiler mi, asla daha öteye geçmez, önce o on âyet ile amel ederler, sonra öğrenmeye devam ederlermiş. Biz de o usulü takip ettik. Bu yolla Kur’ân-ı Kerîm’i ve onunla ameli (ahkâmına ittibayı) birlikte yan yana öğrendik.”
Cehalet felakettir, amelsiz ilim ise vebal sayın okuyucular! Silkinelim, atâlet ve cehaleti yenelim; Allahu Teâlâ’nın aziz kitabını yeni bir şevkle, aşır aşır, deste deste, sözünü belleyip, ahkâmını tatbik ede ede bağrımıza basalım, başımıza taç, hayatımıza rehber eyleyelim. Salahımız, felahımız, nusretimiz, izzetimiz, saadetimiz Kur’an’ı iyi anlayıp iyi uygulamaktadır.
Bütün dertler, musibetler, belalar, zararlar, ziyanlar, fitne ve fesatlar, isyanlar, anarşiler, dinden uzaklaşmaktan doğuyor; adeta ilahi ve amansız bir ceza olarak başımıza yağıyor. Çare tevbe etmekte, İslam’a dönmekte! Başka yollar çıkmaz, başka nizamlar faydasız...
En güzel, en mükemmel, en tesirli, en şifalı ilaç İslam! Ne mutlu Müslüman olanlara!..
Kur’an’ın Anlamıyla Buluşmak Platformu
Bu köşenin içeriği KUR’AN’IN ANLAMIYLA BULUŞMAK PLATFORMU tarafından hazırlanmıştır. Ayet mealleri Hasan Tahsin Feyizli'nin Hazırladığı Feyzü'l Furkan Açıklamalı Kur'an-ı Kerim Meali’nden alınmıştır. Ayet meallerinin tamamına www.kuranimiz.net, ses dosyalarına www.akradyo.net adreslerinden ulaşabilirsiniz. Görüş ve önerileriniz için: Bu e-posta adresini spambotlara karşı korumak için JavaScript desteğini açmalısınız