KUR'AN'IN ANLAMIYLA BULUŞMAK
Ey İnsanlar! Rabbinizden size bir öğüt, gönüllerde olan (kötü duygulara, batıl inançlara, dert ve sıkıntı)lara bir şifa, inananlara bir yol gösterici ve bir rahmet (olan Kurân) gelmiştir.
(Yunus Suresi/57. Ayet)
Üzerinde iyiden iyiye düşünmek, okumak, anlamaya çalışmak ve anladıklarımızla, öğrendiklerimizle amel etmek üzere indirilmiş olan Kurân-ı Kerimi acaba ne kadar okuyoruz? Okuduklarımızı ne kadar anlamaya çalışıyoruz? Ve okuyup, anladıklarımızı ne kadar hayatımızda tatbik edebiliyoruz?
Acaba Kurân-ı Kerimi okumak demek, sadece Arapça mübarek kelimelerini tekrar etmek mi demektir? Rabbimizin İKRA emrinden kasdettiği murad bu mudur?
Acaba Allah Teala Hazretleri Kurân-ı Kerimi bize hatimler indirelim, sevap kazanalım diye mi indirmiştir?
Acaba Kurân-ı Kerim, sadece mübarek gecelerde Cuma gecesinde, Berat kandilinde, Ramazan ayında okuyalım diye mi indirilmiştir?
Acaba Kurân-ı Kerime saygı göstermek demek, onu belimizden yukarıda tutmak, onu duvarda işlemeli örtüler içinde muhafaza etmekle mi hasıl olur?
Yoksa Rabbimiz bu kitabı ölülerimizin ardından okuyalım diye mi indirmiştir?
Yoksa Kurâna dokunursak çarpılır mıyız?
Kurân-ı Kerime abdestsiz dokunabilir miyiz?
Acaba Kurân-ı Kerim bizim kutsal kitabımız olmasının öncesinde kılavuz kitabımız değil mi?
Kurân-ı Kerim sadece hocalar mı anlayabilir? Biz anlayamaz mıyız? O zaman neden,
Andolsun ki, biz, Kurânı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Hani düşünüp öğüt alan (yok mu?) (Kamer Suresi/17.Ayet) buyuruluyor?
Türk halkının % 94'ünün evinde Kurân-ı Kerim varken, % 78'inin evinde meal ya da tefsir varken, 1/3'i Arapça orijinalinden okuyabiliyorken, acaba neden sadece ve sadece % 5'i Kurânı anlamanın gayreti içerisinde kaynaklara başvuruyor? Oku emriyle başlayan kitap acaba neden okunmuyor?
Hayat kılavuzumuz kitabımızı gereği gibi okumanın, okuduklarımızı anlamanın, anladıklarımızı ihlasla uygulamanın, uyguladığımız güzellikleri de tüm insanlara ulaştırmanın idealiyle yola çıkan platformumuz bütün bunları yaparken olmazsa olmaz şartın bu dinin önderi Hz. Muhammed Mustafaya (sav) tabi olmaktan geçtiği bilinciyle hareket etmektedir. Çünkü Kurân-ı Kerimi en iyi anlayan odur. Çünkü Kurân-ı Kerim ona indirilmiştir. Çünkü onun ahlakı Kurândı.
KAB Platformu tarafından, Kur'ân'ın indiriliş sebebinin ve Allahın bizden muradının daha iyi anlaşılması için sade ve anlaşılır bir Türkçe ile yazılan ve uzun yılların emeği ve birikimiyle Hasan Tahsin Feyizli tarafından hazırlanan Feyzül Furkan Kurân-ı Kerim Meali tavsiye edilmektedir.
(Kurân) mübarek bir kitaptır ki, onu sana ayetlerini iyiden iyiye düşünsünler ve aklı olanlar öğüt (ve ibret) alsınlar diye indirdik. ( Sad Suresi/29. Ayet)